Kriz canavarıdır o, kurabiye canavarı olsa duramazsın!
Bir global, bir lokal derken satınalmacıların başında kriz tantanası bitmiyor. Bir taraftan işleri yoluna koyma, süreç, strateji, tedarikçi geliştirme peşinde koşarken, diğer tarafta çalıştığımız şirketleri inanılmaz baskı altına alan piyasa şartları ve yeni gerçeklikler, buna bağlı olarak satınalmacılardan sürekli olarak kısa vadeli çözüm beklentileri. Evet, bu hayatımızın doğal bir parçası, ancak bu gibi durumlarda satınalma profesyonelleri her zaman olduklarından farklı bir hale bürünüp gelecekte başarabileceklerini de tehlikeye atabiliyorlar. Satınalmacıları gelecekte zor duruma düşürebilecek kriz zamanı davranışları neler?
1. Cimrileşme
Ülkemizde birçok şirket zaten pek düzenli ödeme yapmıyor. Özellikle şirket yöneticilerinin finans bölümlerine koydukları uç ve anlamsız hedefler yüzünden yaşanan bu durum, kriz zamanlarında tavan yapıyor. Faiz ve kur getirisinin faaliyet karlılığından daha lezzetli göründüğü bu gibi durumlarda ne yazık ki zaten zor günler geçiren tedarikçiler daha da sıkıntılı durumlara sokuluyor, ve uzun vadede tedarikçi motivasyonu kayboluyor. Kendi tahsilatlarını yapamadığı için ödeme yapamayan şirketleri bir tarafa koyalım elbette, ancak satınalma yöneticileri burada duruma el koyabilir ve krizi fırsata çevirerek tedarikçi sadakati yaratabilir.
![nopayment Nopayment](https://satinalma-akademi.com/wp-content/uploads/2019/05/nopayment.jpg)
2. Anlaşma Şeytanlığı
![evil small Evil Small](https://satinalma-akademi.com/wp-content/uploads/2019/05/evil-small.jpg)
Kriz durumundan faydalanan pek çok satınalmacı, gelirleri düşmüş olan ve ayakta durabilmek için en ufak satışa bile ihtiyacı olan tedarikçilerle var olan sözleşmeleri yeniden masaya getiriyor. El sıkışıp anlaştığınız, imza altına aldığınız bir sözleşmenin devam eden süresi içerisinde masaya konması değişen şartlardan dolayı bir hak olabilir. Ancak taraflardan birinin, diğerinin zor durumundan faydalanması ve bu görüşmelerin tehdit altında yürümesi pek etik değil. Tersinin olduğunu düşünelim, aynı tedarikçiyle bir daha çalışmak ister miyiz? Satınalma yöneticilerinin burada üst yönetim taleplerine biraz daha uzun vadeli bakış açısı katmaya çalışmaları ve sözleşme dışı aldıkları tavizler karşılığında bir şeyler vermeye çalışmaları gerekir.
3. Kimlik Değiştirme
Artan iş yükü, yönetim baskısı ve sürekli olarak aciliyet hissi nedeniyle satınalma çalışanlarının zaten aşırı özgüvenle gelen, zaman zaman sert ve taviz vermez olan yapılarının kriz zamanlarında daha da zor bir hale geldiğini gözlemliyoruz. Artan baskı nedeniyle satınalmacılar bazen bambaşka kimliğe bürünebiliyorlar. Bu tip tavırlar hem tedarikçilerle, hem iç müşterilerle olan ilişkileri oldukça olumsuz etkiliyor. Satınalma çalışanlarının işlerinde başarılı olmak için tedarikçileri ve iç müşterileriyle ne kadar çok iş birliği yapması gerektiğini düşünürsek, uzun vadede bu gibi durumların kendilerine ne kadar çok zarar vereceğini tahmin etmek hiç de zor değil.
![angry Angry](https://satinalma-akademi.com/wp-content/uploads/2019/05/angry.jpg)
Sonuç olarak satınalma çalışanlarının ve şirket yöneticilerinin şunu unutmamaları gerekir: Bu krizler geçecek, ve biz bir arada bulunmaya ve birbirimizle çalışmaya devam edeceğiz. Yani sevgili satınalmacılar, kurabiye canavarı olun, kriz canavarı olmayın, yoksa o canavar sizi yavaş yavaş yer bitirir!