You are currently viewing Yöneticinin Yeni Silahı: Satınalma Liderleri

Yöneticinin Yeni Silahı: Satınalma Liderleri

Satınalma tarihi insanlık tarihi ile başlıyor. Binlerce yıl önce değiş tokuş ile başlayan ticaret daha sonraları para ile yapılmaya başlandı. Önce Sümer, Asur ve Hitit, daha sonraları ise Roma uygarlıklarından kalma satınalma sözleşmelerini bugün müzelerimizde görmek mümkün.

Hitit Tablet

İnsanlık Tarihi Kadar Eski

Boğazköy Hattuşa müzesindeki tablet üzerine çivi yazısı ile yazılmış sözleşmenin dünyanın en eskisi olduğu söyleniyor. Hatta o zamanlarda sadece kendi ülkesinde değil, ülkeler hatta kıtalar arası ticareti bile görmek mümkün. Yapılan sözleşmeler kiralama, satış, komisyon ve ortaklık şeklinde tanımlanabiliyor. Nakliye koşulları, gecikme ya da iptal cezaları, ödeme koşulları, borcun garantiye alınması gibi detaylı konuların da ele alındığını görüyoruz.

Fiyat Tek Kriter Değil!

Ortaçağ Avrupası’nda tedarikçi değerlendirme kavramı giriyor literatüre. Fiyatın tek kriter olmadığı, nasıl bir tedarikçi ile çalışıldığının iş sonuçlarını direk etkilediği anlaşılıyor. İsveç Kralı Gustavus Vasa, eğer satın aldığı 1.000 metal zırh ve 10.000 ok ucunun kalitesini düzeltmezse, Stokholm’un meydanında kafasını uçururken, kendisinin de halkla birlikte seyredip eğleneceğini yazıyor tedarikçisine. Olasılık hesaplarının gelişmesiyle birlikte risk yönetimi başlıyor. Ticaretin fetihten daha ön plana çıktığı 16. Yüzyıl başlarında pazarlık, rekabetçi fiyat, tedarikçi değerlendirme, stratejik ortaklık kavramları ortaya çıkıyor.

Gustaveriksson
Douglas A 26 Invader

Sonuç Odaklı

20. yüzyıl başlarında endüstriyel ilerlemeyle birlikte satınalmanın iş sonuçlarına direk etkisi nedeniyle organizasyonlar içerisindeki önemi tartışılmaya başlanıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikan Generali Henry Arnold’un şu sözleri bize tedarik zamanlaması ve garantisinin ön plana çıktığını gösteriyor: “A-26 uçaklarını bu savaşta kullanmak için istiyorum, bir sonraki savaşta değil!”

Satınalma Gelişiyor

80’lerin sonu, 90’ların başında satınalma bölümlerinden beklenti artık rutin işlerden ve ihtiyacı en iyi fiyata tedarik etmekten çok daha fazla olmaya başlıyor. Satınalmacılar artık birer memur değil proje ve süreç yöneticileri olarak görülmeye başlıyor. Organizasyonun tamamıyla işbirliği içerisinde strateji oluşturan, toplam maliyet, toplam kalite, değer zinciri yönetimi, süreç ve strateji yönetimi, iç ve dış müşteri tatmini ve hizmetleri, nakit akışı, stok yönetimi konularında bilgi sahibi olan satınalma bölümlerinden konuşulmaya başlanıyor.

Supplier Explaining 2

Ve, Lider Satınalma

Günümüzde modern satınalmanın etkinliği artık sadece şirketin hissedarlarına yaptığı katkı ile belirlenmektedir. Daha önce şirket sonuçlarında büyümenin yolunu sadece satışta gören şirket yöneticileri, günümüzde satınalma bölümlerinin satış artırma dahil şirkete her alanda katkı yapabilecek bir silah olduğunu görüyorlar. Satınalma bölümlerinden sadece maliyetlerin düşürülmesi değil, şirkete farklı yönlerden değer katması da bekleniyor. Satınalma yöneticileri artık “Satınalma Liderleri” ve diğerleri olarak ayrılıyor. Yapılan araştırmalarda, liderler ve diğerleri arasındaki fark çok bariz bir şekilde görülüyor. Örneğin, satınalma bölümünden yeni ürün geliştirme, piyasaya verme, yeni iş alanları yaratma konularında beklentisi olan firma oranı daha önce % 8 civarında iken, bu oran daha sonra % 22’ye çıkıyor.

Satınalma liderleri olarak adlandırabileceğimiz firmalarda ise bu oran % 77 seviyelerinde. Satınalma Liderleri doğal olarak maliyet düşümü ve değer yaratma konularında diğer firmalara göre şirkete yaklaşık iki kat daha fazla katkıda bulunuyorlar. Peki, satınalma bölümümüzü nasıl “Satınalma Lideri” konumuna getireceğiz? Vergi ve faiz öncesi %10 kazancı olan bir şirket, toplam cirosunun % 90 ve daha fazlasını çeşitli şekillerde harcıyor ve bunun nasıl yapılacağını öğreten bir üniversite bölümü şu an için mevcut değil. Sorunun cevabını bize yine şu anda “Satınalma Lideri” olarak tanımlanan firmalar veriyor. Bu firmalar:

Surrender
  • Şirket genelinde uygulanması zorunlu bir satınalma süreci ve politikası belirliyorlar.
  • Satınalma bölümlerine şirket çapında tüm harcamalarda yetki ve sorumluluk veriyorlar.
  • Kategori yönetimini tüm alanlarda kullanıyorlar.
  • Günü birlik değil, uzun vadeli satınalma stratejileri oluşturuyorlar.
  • Şirkete düşük maliyet haricinde rekabet avantajı yaratmak için stratejik tedarikçilerle çalışıyorlar.
  • Satınalma alanında şirketin tamamına yayılan performans hedefleri belirliyorlar.
  • Bölüme yeterli ve yetkin insan kaynağı sağlıyorlar.
  • Ve en önemlisi, satınalma bölümlerini sürekli eğitiyorlar.

Yetkinlikler Artık Daha Önemli

Araştırmalara göre satınalma profesyonellerinden beklenen teknik, yönetim ve kişisel yetkinlik seviyesi son on senede neredeyse iki katına çıktı. Satınalma her gün daha fazla şirket geneline yayıldıkça, satınalma çalışanlarının işin tamamı konusunda daha akıllı olmaları gerekecek. Belirli konularda teknik bilginin daha ötesinde, başarı, değişim yönetimi, proje yönetimi ve iç müşteri yönetim konularında ilerleme ile geleceği için deyim yerindeyse satınalma çalışanlarının jilet gibi olması bekleniyor. Şirketler bir taraftan yoğun olarak satınalma çalışanlarını eğitirken, bir taraftan da yetenekli çalışanları hem şirket dışından, hem şirket içinden satınalma bünyesine katmaya çalışıyorlar. Yetenekli çalışanların tercihini etkileyebilmek için öncelikle satınalma bölümüne verilen önem açıkça gösterilerek cazip hale getirildiğini görüyoruz. Diğer bölüm çalışanlarının kısa süreliğine satınalmaya rotasyona gelmesi de şirket içi kaynak yaratmanın bir başka yolu.

Young

Yeni mezun yetenekleri satınalmaya çekmek için ise tedarik zinciri programı olan üniversitelerde kariyer günleri yapmak, sosyal medyada sıkça boy göstermek ve mutlaka yaz dönemlerinde satınalma bölümüne mümkün olduğunca çok stajyer almak gibi uygulamalara başvuruluyor. Sonuç olarak şunu belirtmek gerek, iyi satınalma yetkin çalışanlarla olur. Birinci sınıf yöneticiler birinci sınıf çalışanlarla, ikinci sınıf yöneticiler, üçüncü sınıf çalışanlarla mutlu olurlar.