Girişimcilik zor iş. Bazen sermayeniz bile olmadan sıfırdan bir iş kurmak. Aklınızda bir şeyi hayata geçirmek, çok da iyi yapmak varken, karşınızda da başlarken aklınıza bile gelmeyen pek çok zorluk ve engel sizi bekler. Bu nedenle bir girişimcinin olmazsa olmaz bazı özelliklere sahip olması gerekiyor. Bu özellikleri işlerinde hayallerinin peşinde koşan, deyim yerindeyse satınalma alanında çığır açan bazı satınalmacıların özellikleriyle karşılaştırdık.
Liderlik, Vizyon ve Bakış Açısı
“İnsanlara ne istediklerini sorsaydım aldığım yanıt daha hızlı atlar olurdu.” Henry Ford
Satınalma çalışanları diğer birimlerle ortak çalışmak, en iyi sonuçlara ulaşabilmek için iç müşterileriyle çok iyi koordine olmak zorunda. Yönetmek anlamında değil, ama çevresindeki kişileri doğru olduğuna inandığı stratejilere yönlendirebilmesi için bir satınalmacının iyi bir lider olması gerekiyor. Lider satınalmacının çabalarını en doğru yöne odaklayabilmesi için neyin kim için nasıl bir değer oluşturduğu hakkında özgün bir vizyona ve bakış açısına ihtiyacı var. Elbette bir satınalmacı iç müşterilerini çok iyi dinleyerek ve onların beklentilerine göre katkıda bulunmaya çalışarak da başarılı olabiliyor, ancak beklentileri aşmak hem iş sonuçları hem de kariyeri açısından satınalmacının çok daha ileriye gitmesini sağlıyor. Girişimci satınalmacılar tedarikçileriyle kurdukları ortaklıklar sayesinde bulundukları kuruma beklentilerin çok ötesinde, hayal bile edilemeyecek katkılarda bulunabiliyorlar.
Tutku, Merak, Yaratıcılık ve Sıra Dışı Düşünme
“Yeni bir düşünceye açılan bir zihin asla eski boyutuna geri dönemez.” Albert Einstein
Merak bir girişimcinin olmazsa olmaz özelliği, çünkü merak etmeyen bir kişi sorgulayamaz. Girişimci satınalmacı merak sayesinde öğrenmeye ve farklı durumlara hazır kalmaya devam edebiliyor, bu yüzden sürekli “neden” sorusunu sorması ve statükoyu sorgulaması gerekiyor. Merak eden, sorgulayan ve kendini sınırlayan çizgilerin dışına çıkabilen satınalmacılar çok daha yaratıcı ve sıra dışı sonuçlara imza atabiliyor. Süreçleri, piyasaları, farklı olasılıkları sürekli araştırma ve tutkuları girişimci satınalmacıların bilgi ve uzmanlıklarını sürekli daha ileri taşıyor. Alım yaptığı piyasada nelerin olup bittiğini, iç müşterilerin önceliklerini, olası fırsat ve tehditleri iyi anlayan bir satınalmacı işini şansa bırakmayarak çok daha başarılı sonuçlara imza atabiliyor. Girişimci satınalmacılar hem yaptığı işten daha çok keyif aldığı, hem de zorluklarından daha az etkilendiği için tüm zamanını yaptığı işi daha çok öğrenmeye, daha iyi yapmaya çalışarak geçiriyor. Bu da doğal olarak hem çevresinde uzman olarak algılanmasını artırıyor, hem de daha başarılı iş sonuçları getiriyor.
Dayanıklılık, Hesaplı Riskler
“Önemli olan ne kadar sert vurabildiğin değil ne kadar sert vurulduğunda ayakta kalabildiğindir.” Rocky Balboa
Satınalmacı olmak zor iş. Kalite – zaman – para üçgeninde en optimum seçeneği seçmek ve her zaman herkesi memnun etmek neredeyse imkansız. Bu nedenle satınalmacılar bir taraftan kur, emtia, tedarik sıkıntısı gibi sorunlarla uğraşırken, bir taraftan da eleştiri yağmuru altında bıkmadan, usanmadan, motivasyonunu kaybetmeden elde edeceği sonuçlara odaklanmaya çalışıyor. Tüm bu eleştirilerden endişe duyarak sıfır riskle ilerlemek de sıra dışı sonuçlar almayı imkansız hale getiriyor. Dayanıklılığı ve tahammül yeteneği yüksek olan satınalmacılar hesaplı riskler alarak ve yaşanan sorunlarda önlerine bakarak iddialı girişimlerde bulunuyor ve çok daha zor başarılara imza atıyor.
İnsan İlişkileri, Empati, İkna
“Bir araya gelmek başlangıç, bir arada kalmak ilerleme, bir arada çalışmak başarı demektir.” Henry Ford
Henry Ford ile başladık, onunla bitirelim. Yukarıda bahsettiğimiz tüm başarıları elde edebilmek elbette tek başına hiç kolay değil. Girişimci satınalmacıların ihtiyaç duydukları iş birliklerini ve ilişkileri oluşturmak ve elbette sürdürebilmek için insani ilişkilerde çok başarılı olmaları gerekiyor. Bu nedenle tıpkı yeni iş kurmuş bir yatırımcı gibi sürekli hem kendilerini, hem yaptıkları işi satmaya, çevrelerinde gittikçe daha çok büyüyen bir network oluşturmaya çalışıyorlar. Empati göstererek olaylara karşısındakinin açısından bakabilen, kendi kişisel satınalmacı markasını oluşturabilen, çevresindekilere güven verebilen, ikna yetenekleri güçlü satınalmacılar iş birliklerinde ve müzakerelerde hem istediklerini daha kolay alabiliyorlar, hem de çevrelerindeki kişileri daha yüksek memnuniyet seviyesine taşıyabiliyorlar.
Özet olarak girişimci satınalmacılar iş hayatında sık sık kullandığımız “sanki kendi işiymiş gibi” tanımına bire bir uyuyorlar. Yaptıkları işe tutkuyla bağlı kalarak, sürekli daha iyisini yapmaya çalışarak, düştüklerinde ayağa kalkıp tekrar deneyerek, çevrelerinde bir marka haline gelerek kendilerini ve çevrelerindekileri başarıya götürüyorlar.
